huatong
huatong
avatar

Şiir 40 Yaşındasın

Dursun Ali Erzincanlıhuatong
petitange0480842huatong
الكلمات
التسجيلات
Rahmetini umarak

Günahkar bir dille;

Allah azze ve celle

Ya rasulallah,

Âlemlere rahmet

Hayatın geçiyor kalbimizden,

Kalbimizden seyrediyoruz seni.

İşte Bir yaşındasın,

Beni sa'd yurdundasın

Sana süt anne olmadı kadınlar

Bu yüzden dargın bulutlar

Bir damla yağmur indirmiyor

Kıtlık hüküm sürüyor beni sa'd yurdunda

Minicik bir bulut var gökyüzünde

Sana aşık...

Ayrılmıyor başucundan

Ve insanlar yağmur duasında...

Hazreti Halime kucağına alıyor seni

Yeryüzünde bir gölgelik...

Seni güneşten korumak için

Oysa minicik bulut gökyüzünde

Sana meftun, sana kilitli...

Ve dua eden rahibin kucağındasın

Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip

Kıtlığı da unutuyor,

Yağmuru da, duayı da

Ama sen unutmuyorsun

Uğruna canlarımız feda o gözlerinle

Gökyüzüne bakıyorsun

O minicik bulut ilişiyor bakışlarına

Büyüyor, büyüyor...

Sonra nazlı, nazlı

Yağmur damlaları iniyor buluttan

Fakat çoğusu bilmiyor

yağmurun geliş sebebini

Çoğusu bilmiyor seni...

Altı yaşındasın

Medine i münevvere yolundasın

Yanında aziz annen ve ümmü eymen

Yetimliğini hissediyorsun

Baba kabristanında

Sonra yolda, ebva'da

Öksüzlük karş yor seni

Mekke'ye annesiz giriyorsun

Abdulmuttalip bir başka seviyor seni

Ebu talip bir başka seviyor

Ya Rasulallah

Mekke çocukları Annelerine

Seslenirler miydi senin yanında

Onlar anne deyince sen yere mi bakardın

Mekke rüzgarları kaç gece

Gözyaşlarını taşıdı ebva'ya

Kaç gece anne diye hıçkırdın

Efendim!

Senin yerine de anne dedik annemize

Senin yerine de baba dedik

Yirmi beş yaşındasın

Ve bambaşkasın

Kimse sana denk değil

Şefkat yayıyor kokun

Güven veriyor sesin

Sen Muhammed ül emin'sin

Otuz üç yaşındasın

Dalga dalga rahmet var

Otuz beş yaşındasın

Hadi gel bekletme yar

İniltiler çalıyor kapısını göklerin

Hadi gel bekletme yar

Sinesi çatlayacak Rasul bekleyenlerin...

Hadi gel ey yâr!

Nurdağına davet var

İşte Kırk yaşındasın

Hira nur dağındasın

Cibril iniyor göklerden

Ve nokta nokta her yerden

Salat, selam yükseliyor

Sen kâinatın yüreğinden

Hasretle kopan ah'sın

Karanlık gecelerimize sabahsın

Sen nebiyullahsın

Sen habibullahsın

Sen rasulullahsın

Niye incittilerki seni sultanım

Niye işkence yaptılarki sana

Ebu talip öldü diye mi

Bu pervasızca saldırılar

Himayesiz kaldın diye mi

Kabe'deki ağlayışın geliyor

Gözümüzün önüne

"Amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin "

Diyişin

Haremde namaz k şın geliyor aklımıza

Başına pislikler saç yor

Başlar feda o mübarek başına

Nasipsizler sana bakıp

Nasıl da gülüyorlar

Biri koşuyor Mekke sokaklarından

Sana doğru

Biri koşuyor ama

Sanki yere inmiş Arş ı Âla

"bu koşan kimdir" diye

Bir soru dolaşıyor boşlukta

Bu koşan kim?

Ve cevap veriyor biri

Muhammed'in kızı fatımatüz zehra

Velilerin anası...

Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın

Sana yeryüzünde en çok benzeyen

Gülmesi sen, ağlaması sen

"Ağlama kızım " diyişin

Geliyor aklımıza

Niye çıkardılar ki yurdundan seni

Himayesiz kaldın diye mi

Onlar bilmiyorlar mıydı

seni himaye edeni

Seni yetim bulup barındıranı

Seni alemlere rahmet kılanı

Onlar deli diyorlardı sana,

Sen susuyordun

Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı,

Sen susuyordun

"Seni bizim elimizden kim kurtaracak"

Diyorlardı

Sen, Sen "Allah" diyordun

Allah azze ve celle

Semayı haşyet kaplıyordu

Sen "Allah" diyordun

Arş ı Âla titriyordu

Bedir de "Allah" diyordun

Üç bin melek iniyordu alaca atlarda

Yüz yirmi beş bin sahabi

"Anam babam sana feda olsun " diyordu

Medine i münevvere sokaklarında

Yürüyordun

Neccar oğulları'nın küçük kızları

Seni görünce, sevinçten

Ne yapacaklarını bilememişlerdi

"beni seviyor musunuz " diye

Sormuştun onlara

"seni çok seviyoruz ya habiballah "

Demişlerdi, Sen de

Allah biliyor ki

Ben de sizi çok seviyorum

Demiştin

Bu gün yaşayan gençler var

Neccar oğulları'nın kızları diğil belki

Ama seni onlar da çok seviyor

Gözyaşlarından belli ki

Seni canlarından çok seviyorlar

Senden başka kimseleri yok

Allah biliyor ki

Sen onları da çok seviyorsun

Altmış üç yaşındasın

Refik i Âla duasındasın

Senin için siyah yünden çizgili

Bir cüppe dokunmuştu

Kenarları beyazdı

Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın

Ve mübarek ellerini dizine vurarak

"Görüyor musunuz ne kadar güzel "

Demiştin

Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti

"Anam babam sana feda olsun

ya rasulallah, onu bana ver"

Niye istemişti ki senden

sevdiğini bile bile

İstendiğinde

Katiyyen "hayır" demediğini bile bile

"peki" dedin o zata

Ve sen yine yamalı,

Eski cübbeni giydin

Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı

Aynı cübbeden yine yine diktiler

Ama giyinmek nasip olmadı

Haberler uçurmuştun

Ebu hureyre' nin diliyle

Benden sonra öyle kimseler gelecek ki,

Keşke peygamberi görseydik de

Ne malımız ne evladımız olsaydı

Diyecekler, ve

Hazreti enes ile paylaşmıştın özlemini

Beni görmedikleri halde

Bana iman eden kardeşlerimi görmeyi

Çok isterdim

Sultanım!

Ey medine minberinde

Ümmeti, ümmeti diye hüznü giyen sevgili

Ey mekke mihrabında

Alemler hesabına "ALLAH! " diyen sevgili

Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına

Diz çöktük, beyat ettik

Rabbinden bize ne getirdi isen amenna

Duyduk, itaat ettik

Ya rasulallah

Sen hâlâ kırk yaşındasın

Ve hâlâ ümmetinin başındasın...

Takip etmeyi unutmayın

المزيد من Dursun Ali Erzincanlı

عرض الجميعlogo

قد يعجبك