Hani şu büyük dediklerim.
günlerden bir gün dersler aldığı hocasına demiş ki
Hocam, var mı senin de bir hocam?
hocası da hocaymış hangi?
Koskoca
Aristo.
Aristo demiş ki İskender var benim de
hoca olarak gördüğüm, sevip saydığım bir büyüğün.
Lakin Anadolu'da yaşar.
Gidelim demiş İskender.
Yola koyulmuşlar.
Sinop'a doğru.
Benim hocam, Deniz Alistat, bir fıçının içinde yaşar.
İsmi Diyozan'dır.
Bu dünyadan çekmiştir elini eteğini, paçavralar,
içindedir.
Bir su kabı vardı eskiden.
Lakin bir gün çeşmeden su içen çocukları görmüş,
Eliyle içtiklerini görünce bu kaba da ihtiyacım yok deyip onu dağıtmış.
Deniz kıyısında Hiçbir şey olmadan
Yaşar diyor.
Derken sinapa varmışlar.
Kıya, kıya, kıya gitmişler, kıya.
Kıyıya doğru Altından inmiş İskender
Bakmış pıçıyı görünce.
Parlayan zırhı, Kocaman kırmızı pelerini,
Ardında Aristo...
Ve yüzlerce atlı askeriyle beraber
Yanaşmış Fıçıya.
bakmış içinde yaşlı
Başçavralar içinde
Yaşlı başçavralar içinde Diyojen
Sen demiş İskender.
Sen dile benden ne dilersen.
Dile benden ne dilersen.
Ben
Dünyanın hakimi Büyük İskender
Diyocam şöyle bir bakmış kafasıyım.
Kaldırmış İskender'i süzmüş Süzmüş
Söz vermiş, söz vermiş, söz vermiş, söz vermiş.
Demiş ki, bu ilişki,
Çok geç mi ha?
Gördüğü için teşekkür ederim.
Gördüğü için teşekkür ederim.
Görge etme.
Başka insan istemem.
Başka listemiz.
İstemem.
Gölge etme, başka issem istemem.