menu-iconlogo
huatong
huatong
avatar

Kırk Yaşındasın

Dursun Ali Erzincanlıhuatong
mismb3huatong
歌詞
収録
En güzeli anmaK için

Ya Rasulallah,

Âlemlere rahmet hayatın

geçiyor kalbimizden,

Kalbimizden seyrediyoruz seni.

İşte Bir yaşındasın...

Beni Sa'd yurdundasın.

Sana süt anne olmadı kadınlar,

Bu yüzden dargın bulutlar,

Bir damla yağmur indirmiyor...

Kıtlık hüküm sürüyor Beni Sa'd yurdunda.

Minicik bir bulut var gökyüzünde,

Sana aşık ayrılmıyor başucundan...

Ve insanlar yağmur duasında...

Hz.Halime kucağına alıyor seni,

Yüzünde bir gölgelik...

Seni güneşten korumak için..

Oysa minicik bulut gökyüzünde,

Sana meftun, sana kilitli...

Ve dua eden rahibin kucağındasın.

Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip,

Kıtlığı da unutuyor,

yağmuru da, duayı da...

Ama sen unutmuyorsun.

Uğruna canlarımız feda o

gözlerinle; gökyüzüne bakıyorsun..

O minicik bulut ilişiyor bakışlarına,

Büyüyor, büyüyor...

Sonra nazlı, nazlı yağmur

damlaları iniyor buluttan...

Fakat çoğusu bilmiyor

yağmurun geliş sebebini.

Çoğusu bilmiyor seni...

Altı yaşındasın...

Medine i Münevvere yolundasın.

Yanında aziz annen ve Ümmü Eymen.

Yetimliğini hissediyorsun

baba kabristanında.

Sonra yolda, Ebva'da

öksüzlük karş yor seni.

Mekke'ye annesiz giriyorsun.

Abdulmuttalip bir başka seviyor seni..

Ebu Talip bir başka seviyor...

Ya Rasulallah!

Mekke çocukları annelerine

seslenirler miydi senin yanında?

Onlar anne deyince sen yere mi bakardın?

Mekke rüzgarları kaç gece

gözyaşlarını taşıdı Ebva'ya?

Kaç gece anne diye hıçkırdın?

Efendimmmm!

Senin yerine de anne dedik annemize,

Senin yerine de baba dedik...

Yirmi beş yaşındasın,

Ve bambaşkasın.

Kimse sana denk değil.

Şefkat yayıyor kokun,

Güven veriyor sesin.

Sen Muhammed ül Emin' sin...

Otuz üç yaşındasın,

Dalga dalga rahmet var...

Otuz beş yaşındasın,

Hadi gel bekletme yar...

İniltiler çalıyor kapısını göklerin,

Hadi gel bekletme yar;

Sinesi çatlayacak Rasul bekleyenlerin...

Hadi gel ey Yâr!

Nurdağına davet var!

İşte Kırk yaşındasın!

Hira Nur dağındasın.

Cibril iniyor göklerden.

Ve nokta nokta her yerden

salat, selam yükseliyor...

Sen kâinatın yüreğinden

hasretle kopan ' Ah! ' sın...

Karanlık gecelerimize sabahsın...

Sen Nebiyullahsın...

Sen Habibullahsın..

Sen Rasulullahsın...

Niye incittilerki seni sultanım?

Niye işkence yaptılarki sana?

Ebu Talip öldü diye mi

bu pervasızca saldırılar?

Himayesiz kaldın diye mi?

Kabe'deki ağlayışın

geliyor gözümüzün önüne...

' Amca yokluğunu ne çabuk

hissettirdin ' diyişin...

Haremde namaz k şın geliyor aklımıza.

Başına pislikler saç yor..

Başlar feda o mübarek başına..

Nasipsizler sana bakıp

nasıl da gülüyorlar..

Biri koşuyor Mekke

sokaklarından sana doğru,

Biri koşuyor ama sanki

yere inmiş Arş ı Âla...

' Bu koşan kimdir ' diye

bir soru dolaşıyor boşlukta..

Bu koşan kim?

Ve cevap veriyor biri:

Muhammed' in kızı Fatımatüz Zehra...

Velilerin anası...

Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın.

Sana yeryüzünde en çok benzeyen.

Gülmesi sen, ağlaması sen...

' Ağlama kızım ' diyişin

geliyor aklımıza..

Niye çıkardılar ki yurdundan seni?

Himayesiz kaldın diye mi?

Onlar bilmiyorlar mıydı

seni himaye edeni?

Seni yetim bulup barındıranı..

Seni alemlere rahmet kılanı...

Onlar deli diyorlardı

sana,

Sen susuyordun...

Mecnun diyorlardı, şair

diyorlardı, sen susuyordun...

'Seni bizim elimizden kim

kurtaracak' diyorlardı...

Sen,

Sen;

' Allah! ' diyordun;

Allah Azze ve Celle...

Semayı haşyet kaplıyordu,

Sen ' Allah! ' diyordun,

Arş ı Âla titriyordu,

Bedir' de ' Allah! ' diyordun,

Üç bin melek iniyordu alaca atlarda...

Yüz yirmi beş bin sahabi:

' Anam babam sana feda olsun ' diyordu..

Ya Rasulallah;

Medine i Münevvere

sokaklarında yürüyordun.

Neccar Oğulları'nın küçük

kızları seni görünce,

Sevinçten ne yapacaklarını

bilememişlerdi...

' Beni seviyor musunuz '

diye sormuştun onlara..

' Seni çok seviyoruz Ya

Habiballah ' demişlerdi..

Sen de:

' Allah biliyor ki ben de

sizi çok seviyorum' demiştin...

Bu gün yaşayan gençler var,

Neccar Oğulları'nın kızları diğil belki

Ama seni onlar da çok seviyor..

Gözyaşlarından belli ki seni

canlarından çok seviyorlar...

Senden başka kimseleri yok.

Allah biliyor ki, sen

onları da çok seviyorsun...

Altmış üç yaşındasın,

Refik i Âla duasındasın..

Senin için siyah yünden

çizgili bir cüppe dokunmuştu.

Kenarları beyazdı.

Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın,

Ve mübarek ellerini dizine vurarak:

' Görüyor musunuz ne

kadar güzel ' demiştin..

Meclisinde bulunan

biri sana seslenmişti:

' Anam babam sana feda olsun

ya Rasulallah, onu bana ver.. '

Niye istemişti ki senden

sevdiğini bile bile...

İstendiğinde katiyyen '

hayır ' demediğini bile bile...

' Peki ' dedin o zata

Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin.

Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı,

Aynı cübbeden yine yine diktirdiler

Ama giyinmek nasip olmadı..

Haberler uçurmuştun Ebu

Hureyre' nin diliyle:

' Benden sonra öyle kimseler gelecek ki,

keşke peygamberi görseydik de ne malımız

ne de evladımız olsaydı diyecekler '

Ve Hz. Enes ile paylaşmıştın özlemini..

' Beni görmedikleri halde bana iman

eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim.'

Sultanım!

Ey Medine minberinde ' ümmeti,

ümmeti ' diye hüznü giyen sevgili...

Ey Mekke mihrabında alemler

hesabına ' Allah! ' diyen sevgili...

Bize lütfu ilahi bahşedilen

kapına diz çöktük, bey' at ettik.

Rabbinden bize ne getirdi isen amenna

Duyduk, itaat ettik...

Ya Rasulallah!

Sen hâlâ kırk yaşındasın.

Ve hâlâ ümmetinin başındasın...

Dursun Ali Erzincanlıの他の作品

総て見るlogo

あなたにおすすめ