menu-iconlogo
huatong
huatong
avatar

Mekkenin Fethi

Dursun Ali Erzincanlıhuatong
mlw_waltershuatong
歌詞
収録
Her şey bir şiirle başladı.

Peygamber huzurunda okunan bir şiirle…

Kızgın kum fırtınalarından,

Adem vadisinden kopup gelen bir şairle…

Ardında kırk süvari,

Ve alev alev yanan

gözlerinde ihanet haberleri.

Bu şair, huzaa kabilesinden

Amr bin Salim’di.

En üst perdeden okudu şiirini,

Ve gözlerini kırpmadan dinledi Nebi;

Kureyşîler sana verdikleri

sözde durmadılar,

Hudeybiye’de seninle

yaptıkları misakı bozdular.

Bizi Vetir’de,

Kendi yurdumuzda gafil avladılar.

Benim kimseyi yardıma çağırmayacağımı,

Çağıramayacağımı sandılar.

Dedi ve durdu.

Şair ağlıyordu.

Peygambere çevrildi tüm gözler

Ve o an tutuldu nefesler.

Sahabenin başları yere değiyordu,

Çünkü mübarek alınlarındaki

damar belli oluyor,

Peygamber celalleniyordu.

Ey Nebi!

Allah’ın kullarını yardıma çağır,

İçlerinde Allahın Rasulü de olsun

Yapılan zulme, öfkesinden

renkten renge girsin,

Ve büyük bir ordunun başına geçip,

Denizler gibi köpürerek akıp gelsin.

Şiir bitmişti,

Şair de bitmişti.

Gözler hâlâ peygamberdeydi,

Allahın râsûlü, ridasını

toplayıp ayağa kalktı!

Ve sahabe ayağa kalktı.

Şimdi konuşan peygamberdi;

Eğer kendime yardım ettiğim şeylerle

Huzaalara yardım etmezsem,

Ben de yardım görmeyeyim.

Varlığım kudret elinde

olan Allah’a andolsun ki,

Kendimi ve ev halkımı koruduğum gibi,

Bunları da koruyacağım.

Şimdi haber salın yeryüzüne!

Allah’a ve Ahiret gününe iman

edenler Medine’de toplansın.

Medine dağlarında savaşın ritmi,

Sokaklarında peygamber sessizliği…

Konuşmuyor nebi

Hane i saadet’te k çlar bileniyor

Hane i Saadet’te zırhlar temizleniyor

Ve şehirlerin anası gülüyor.

Mekke i mükerreme uzaktan gülüyor.

Gül ey Mekke! Gün senin günündür

Gün senin fetih günündür.

Gül ki, bu dönüş sanadır.

Baksana,

Dün bağrından koparılan

yiğitler dönüyor sana

Erak topraklarını savuran

rüzgar dönüyor önce

Ardından büyük bir birlik;

Başlarında Halid bin Velid!

Arkadan ey Mekke!

Senin topraklarında yaşarken

Rabbim Allah’tır dedi diye sövülen,

İşkence gören,

Her tarafı kıpkızıl kurban taşları gibi

Kan içinde kalan muhacirler geliyor.

En önde Zübeyr bin Avvâm geliyor

Hani sekiz yaşında müslüman olan

Hani onbeş yaşında senden koparılan

Amcası onu bir hasıra sarmıştı hani

Ateş dumanına tutmuştu

Küfre dönsün diye.

Ama o dönmedi küfre

Ve peygamber yıldızlarından biri olarak

En önde sana dönüyor ey Mekke!

Sonra bir bölük halinde

Ben i gıfarlar geliyor!

Bayrakları Ebu Zer Gıfari’nin elinde…

Şu müslüman oluşunu Kâbede ilan edince

Bayılana kadar dövülen Ebu Zer geliyor.

Eslemler geliyor bölük halinde

Müzeyneler bin kişilik

alayla geçerken çölden

Tekbir sesleri geliyor göklerden

Ey Mekke başka kimi bekliyorsun söyle!

Hz.Hamza’yı mı?

Musab bin umeyr’i mi?

Onlar,

Şehitler ordusuyla

tebessüm ediyorlar sana

Ve baksana

Gözleri ışıl ışıl

sana yaklaşan ve tozu dumana katan

bir alayı seyrediyorlar

Kapkara bir taşlığı

andıran bu alay da kim

Bir hareketlilik semada…

Bunlar ölüme susamış savaş erleri Ensâr!

Ve en ortada simsiyah sarığıyla Yâr!

O an Peygamberler ayakta,

Melekler ayakta

Şehitler ayakta…

Ey Mekke Kalkabilirsen sen de kalk

Çünkü gönüllere safâ geliyor

Hazreti Muhammed Mustafa! geliyor

Sekiz yıl geçti aradan

Sensiz tam sekiz yıl geçti…

Gittiğin gece

Uzaktan dönüp Kâbe’ye bakınca;

Mekke!demiştin,

Sen benim için bütün

dünyadan daha değerlisin

ama senin insanların

beni rahat bırakmıyor

deyip gitmiştin.

Yıldızlar da seninle birlikte gitmişti.

Kapkaranlık geceler kalmıştı ardında.

Mekke öksüz kalmıştı.

Ve Mekke çocukları…

Çocuklar hep

Sümeyye’nin toprağa

düştüğü yerde oynadı,

Habbâb bin Eret’in ateşe

atıldığı yerde oynadı

Hane i Saadetin üzerinde

Sevr mağarasından kalma

güvercinler bekledi seni .

Kâbe i Muazzama’da namaz

k şını özleyen Hârem,

Haticetül Kübrâ’nın hatıraları,

O gül kokuna hasret kalan

sokaklar bekledi seni.

Şimdi Kasva’dan inmez

misin Ya RasulAllah!

İnmez misin ki,

Ayaklarından öpsün mekke toprakları

Ve kaldırmaz mısın başını ki

Nur çehreni seyretsin âlem

İşte Rasulullah’ın nur yüzü göründü.

İşte Rasulullah bakıyor.

Başında yemen işi simsiyah bir sarık.

O Alnındaki nura kurban olalım.

Rasulullah Kâbe’ye bakıyor.

Ve işaret ediyor Hz. Bilâl’e…

Bilâl, Kabe i Muazzamâ’nın üzerinde…

Şimdi Bilâli dinlesin yer ve gök.

Dursun Ali Erzincanlıの他の作品

総て見るlogo

あなたにおすすめ