Be hey kendini bilmez beni bana sorduysan
Adım 'insanı kâmil' soyadım 'haydar' benim
Hep susuyorum diye bunca cümle kurduysan
Sustuğum bildiğimin yarısı kadar benim
Dünya denen şu dar eve
Ömür derler ömür derler
Yandığımız kor aleve
Duman tütmez kömür derler
Duman tütmez kömür derler
Yandığımız kor aleve
Duman tütmez kömür derler
Duman tütmez kömür derler
Muradımız derttir bizim
Soyadımız merttir bizim
Onurumuz serttir bizim
Çift su görmüş demir derler
Çift su görmüş demir derler
Onurumuz serttir bizim
Çift su görmüş demir derler
Çift su görmüş demir derler
Ne sandığın kadar kör ne kara ne zifirim
Üç günlük bir konakta an kadar misafirim
Eğer sen ulemaysan ben en büyük kâfirim
Recm eylesen ne çıkar ruhum payidar benim
İster Hallacı gibi benimde yüz derimi
İster Maraş'a taşı dinmeyen kederimi
Nasılsa Hızır Paşa biliyor kaderimi
Taşlara gülümserken güle küsmüş dar benim
Enel haktır şiarımız
Kırk çiçek taşır darımız
On ikidir tüm varımız
Yollarına emir derler
Yollarına emir derler
On ikidir tüm varımız
Yollarına emir derler
Yollarına emir derler
Levh-i Mahfuz'daki sırken
Semaya semah taşırken
Kerbelâ'ya ulaşırken
Yaşımıza yağmur derler
Yaşımıza yağmur derler
Kerbelâ'ya ulaşırken
Yaşımıza yağmur derler
Yaşımıza yağmur derler
Sense Yezid demişsin haddini zorlayarak
Öfkeni cehaletin narıyla korlayarak
Oysa sen Hüseyn'imi susuz uğurlayarak
Kerbelâ'da gülerken yitirdiğin ar benim
Bil ki Kalubelâ' dan beri dimdiktir başım
'Mertlik' tek şiarımdır, 'şerefim' tek yoldaşım
Hâlâ kim olduğumu sorarsan
Bir Aslan'ın tuttuğu suskun Zülfikâr benim