Uçurumun kenarındayım Hızır,
Bir dilber kalesinin burcunda..
Vazgeçilmez belaya nazır!..
Topuklarım boşluğun avcunda
Derin yar adımı çağırır;
Kaldım parmaklarımın ucunda...
Uçurumun kenarındayım Hızır
Bir gamzelik rüzgar yetecek
Ha itti beni, ha itecek..
Uçurumun kenarındayım Hızır
Divan hazır, ferman hazır, kurban hazır.
Güzelliğin zulme çaldığı sınır...
Başım döner, beynim bulanır;
El etmez, gel etmez
Gözleri bir ret, bir davet
Gülce uzak uzak dolanır;
Mecaz değil, maraz değil
Gülce semavi bir afet ...
Uçurumun kenarındayım Hızır;
Gülce bir beyaz sihir,
Canıma bedel bir haz,
Nur, nar ve nurdan bir zehir,
Gülce Araf ta infaz,
Bir tek bakışıyla suyum ısınır,
Güzelliğin zulme çaldığı sınır...
Uçurumun kenardayım Hızır
Ben fakir, en hakir, bin taksir..
Cahil cesaretimi alem tanır!
Ateşten, Kalleşten;
Mızrakla gürzden,
Dabbetülarzdan,
Deccal dan, yedi düvelden;
Korku nedir bilmeyen ben!
Tir tir titriyorum Gülce den...
Ödüm patlıyor Gülce ye bakmaktan
Nutkum tutuluyor, ürperiyorum
Saniyeler gözlerimde birer can;
Her saniyede bir can veriyorum...
Uçurumun kenarındayım Hızır;
Bir dilber kalesinin burcunda,
Vazgeçilmez belaya nazır,
Topuklarım boşluğun avcunda,
Derin yar adımı çağırır;
Kaldım parmaklarımın ucunda ...
Uçurumun kenarındayım Hızır;
Bir dilber kalesinin burcunda,
Vazgeçilmez belaya nazır,
Topuklarım boşluğun avcunda,
Derin yar adımı çağırır;
Kaldım parmaklarımın ucunda ...