Gizemusic için hazırlanmıştır
Hazırlayan Ali Deniz
Nice zaman oldu ey sevgili
sana iki satır yazmayalı
Yazmayalı ve konuşmayalı nice zaman
Kaç mevsim,
kaç yağmur sonrası
Kaçıncı cemrenin,
kaçıncı kez ruhuma yağışı
Kaç tipi, kaç fırtına
Gittiğin günü unuttum ama
Sırtına dökülen saçların
Gözyaşlarını kurutan parmakların
Peçete bozgunu parçalanmış
mendil parçaların
Siyah kazağın,beyaz gömleğin
Çantanı sırtına hızla alışın
Yüreğimi paralayan hıçkırığın
Hala aklımda.
Hala aklımda..
Dünyanın başıma yıkıldığı an
Giderken bıraktığın son hatıra
Gitmen gerekiyordu gittin
Bitmen gerekiyordu ama bitmedin.
Bizi ölüm ayırırdı ancak
Yaşarken öldün ama, yine gitmedin
Ben bunaldığım zamanlarda
hep seni anıyorum yine
O olsaydı diyorum o olsaydı
dertleşseydik ölesiye
Ben anlatsam, o ağlasa,
ben ağlasam, o anlatsa
Ve dökülmüş dertlerimizi bir bir
bırakıp o kırık masanın bir ucuna
Ve yeni bir umutla doğrularak, kalksak
Yıkılmış oturduğumuz her masadan
Bu mektubu sana yazıyorum ey sevgili
Yeni adresini bilmediğim gibi,
Hüznümü nasıl dağıtacağımı da
bilmiyorum artık
Ve artık yüreğimi dökeceğim
hiç kimsem yok
O yüzden kıyabındada olsa
sana söylüyorum
Hiç keyfim yok sevgilim
hiç keyfim yok
Tadım yok, tuzum yok
dünya puslu bir liman
Götürecek gemim yok.
Evim bana dar yüreğim dünyaya dar
Ya da her ne,
normalde ruhum bedenime dar
Kimse anlamadı beni senin kadar
ey sevgili
Ne susuşuma bir anlam biçildi
Ne gülüşüme bir an
Gittiğim her cenazede millet ölene
Ben hep sana ağladım ama kimse anlamadı.
Beklide bu yüzden yalancı gülmelerim
Sebepsiz ağlamalarım
Senden artakalan
ikimizin bildiği sır olarak kaldı
Yok yok uzun uzadıya anlatacak değilim
Acıklı bir şarkının
nakaratı kadar bile değilim artık
Hüznüm bana aşina, ben yüzüne aşina
Ama ne bileyim işte şairin dediği gibi
Bir türlü alışamadım yok oluşuna
Bedirhan Gökçe