menu-iconlogo
huatong
huatong
avatar

Uhud şiiri

Dursun Ali Erzincanlıhuatong
pspook2002huatong
歌詞
作品
Günlerden cuma...

Uhut'a gelenler var.

Medine yolu toz duman...

Uhut'a gelenler var.

Bir dağılsa da şu hava,

Görsek Medine i Münevvere'den

Uhut'a gelenleri.

Bir görsek Allah Rasulü'nü

Ve eroğlu erleri...

Bakın göründüler işte;

Atının üzerinde evrenin efendisi!

Cihanın gözbebeği!

Uhut'un sevgilisi!

Sağında ve solunda ashab ı güzin

Önündeyse iki üveyk yürüyor;

Biri, Sad bin Muaz,

Diğeri, Sad bin Übade.

Allah'ım bu ne edep..

Atlarının bile başı yerde...

Bakın şu iki gence!

İkisi de onbeşinde...

Şu kısa boylu olanı Rafi' bin Hadic!

Parmaklarının ucuna basıyor ki

Boyu uzun görünsün!

İyi ok attığı söylenince

İzin veriyor efendimiz.

Diğer gençse, Semüre bin Cündüp...

Ağlayarak peygamberinin yanına gidiyor.

Ya rasulallah! diyor,

Rafi'ye izin verdiniz.

Bana niye izin yok?

Ben Rafi'yi güreşte yeniyorum.

Efendimiz tebessüm buyuruyorlar.

Ve bu iki ana kuzusuna

güreş tutturuyorlar.

Semüre, Rafi'yi yenince güreşte,

Fahr i kainat, ona da izin veriyor.

Günlerden cumartesi...

Uhud'a gelenler var.

İşte Ayneyn Tepesi,Okçular Tepesi

Başlarında Abdullah bin Cübeyr

Sultanı dinliyorlar.

Düşmanı yendiğimizi görsenizde

Size haber vermedikçe,

adam göndermedikçe

Yerlerinizden ASLA ayrılmayın!

Kuşların cesetlerimizi

kapıştıklarını görseniz dahi

Ben size adam göndermedikçe

Yerlerinizden ASLA ayrılmayın!

İki ordu da hazır...

İki ordu da harp nizamında...

Ve Uhud'un kalp atışları dışında

yeryüzü nefes bile almıyor!

Sessizliği bozan,

Kureyş'in Sancaktarı'dır.

Söylediği her söz küfür kokulu...

Benimle çarpışmaya

er meydanına kim çıkar!

Bu bir meydan okumadır.

Cevapsa bir çift ayak sesi...

Gözler Uhud toprağında

yürüyen bu ayaklarda...

Kime ait bu adımlar ki

bastığı toprak 'ALLAH' diyor!

Ve Esedullah namıyla

Hz. Ali yürüyor.

Birkaç saniye, bir tek hamle...

ALLAH'ın Arslanı dimdik ayakta

Kureyş'in sancağı ise yerde...

Ardından bir başkası yükseltiyor sancağı

Ama bilmiyor ki, bu defa

kim var Uhud meydanında

Gökyüzünde yıldırımlar

Yeryüzünde Hamza var.

Asıl şimdi başladı Uhud'un türküsü.

Tam üç katı düşmanla

Peygamber ordusu

Göz göze ve diş dişe.

Uhud'da yiğitler var.

İşte: Ebu Lücane...

K cın üzerinde bir yazı

"Korkaklıkta ar"

"İlerlemekte şeref var!"

İşte: Musab bin Umeyr...

Zırhını giyinince

Nasılda Peygamber'e benziyor.

Ve döne döne savaşan Hz. Hamza...

Ben Allah'ın Arslanı'yım diyor!

Ebu Katade'ye bakın.

Bakın bir ok fırlıyor müşrik yayından

Bir havayı yara yara geliyor.

Hedefte Rasulullah var.

İşte: Ebu Katade...

Okun Fahr i Kainat'a

doğru gittiğini görünce

ALLAH'ı andı önce,

Ve uzattı başını!

Ok, Katade'nin gözüne saplandı.

Uhud'da yiğitler var...

Şirk ordusunu bozguna uğratan...

Ömer bin Hattab'a bakın

Gözleri çakmak çakmak...

Ama telaş var yüzünde Hz. Ömer'in

Bu ne hal, ey Ömer...

Düşman hüsran yaşarken

Zafer kazanılmışken

Bu ne hal, ey koca Ömer!

Niçin okçular tepesine bakıyorsun?

Neler oluyor orda?

Niye iniyor okçular Ayneyn Tepesi'nden?

Allah Rasulü haber vermeden

niye iniyorlar?

Ey Abdullah bin Cübeyr!

Durdursana okçuları!

Durun, Allah aşkına durun!

Arkanızdan düşman geliyor,

inmeyin yerinizden.

Sahabe sendeliyor:"İnmeyin yerinizden".

Kainat yalvarıyor,"İnmeyin!"

Sultanlar Sultanı'nı

incitecekler,"İnmeyin!"

Peygamber ordusu, iki ateş arasında

Efendimizin etrafında, on beş sahabe...

Bakın, mübarek elleri

Rasulullah'ın yüzüne kapanıyor!

Kainatın affı için semaya kalkan eller

Şimdi kan içinde!

Yetiş Ey Ebu Ubeyde!

Nur saçan yüz kan içinde!

Zaman donuyor sanki,

Ve dudaklarının arasından

birşey düşüyor.

Kıpkırmızı bir yakut gibi

Peygamberin mübarek dişi!

Uhud Dağı'nı bir titreme alıyor.

Zaman donuyor sanki,

Ve gökler yırt yor!

Uhud Dağı'nı bir titreme alıyor!

Kimse Uhud'a ilişmesin.

Çünkü bir ses geliyor altı yerden!

Muhammed'in dişi yere düşmesin!

Ve Cibril i Emin

yaratıldığı günden beri,

En hızlı inişiyle iniyor!

Çünkü altı yönden bir ses geliyor!

Yere düşmesin Muhammed'in dişi!

Kara bulutlar çöktü Uhud'a!

Bir ses ortalığı velveleye verdi:

"Muhammed öldürüldü!"

"Muhammed öldürüldü!"

"Eğer O, öldüyse ben niye yaşıyorum!"

Diyen Enes bin Nad

atıldı küfrün alevleri arasına!

Artık yaşlı gözler Sevgili'yi arıyor.

Kab bin Malik Hazretlerinin sesi duyuldu

"Rasullullah yaşıyor",

"Allah'ın Rasulü yaşıyor"

Onu, miğferinin arasından,

ışıl ışıl parlayan gözlerinden tanıdım.

"Habibullah yaşıyor",

Onu, şefkat dolu gözlerinden tanıdım

Ashab ı Güzin'in sevincine bir bakın!

Uhud'un sevincine bir bakın!

Hz.Hamza duydu ya,

bu yeter!

Rasulullah yaşıyor ya,

bu yeter!

Yine daldı Hamza Kureyş'in dalgalarına!

Ama savaşırken bir ara sendeledi Hamza,

Ve boşlukta bir mızrak belirdi..

Ey Hamza! Uhud'u her anışımızda,

kaç mü'min girmek ister,

mızrakla senin arana?

Kaç mü'min, keşke ben öleydim,

keşke mızrak,benim sineme saplansydı der

Ama Şehidlerin Seyyidi sensin!

Şehidlerin Efendisi sensin!

Uhud'da şehidler var...

Şehidlerin Seyyidi Hamza var Uhud'da!

Rasul i Zişan'ın gözlerinden boşalan yaş

Hamza'yı yıkar gibiydi!

Fahr i Kainat,

Hiç bu kadar elem duymamıştı!

Hiç bu kadar üzülmemişti!

Ve amcasına hiç böyle seslenmemişti:

Ey Rasulullah'ın amcası Hamza;

Ey Allah'ın ve Rasulü'nün Arslanı Hamza

Ey hayırlar işleyen Hamza;

Ey Rasulullah'a koruyucu olan Hamza;

Allah, sana rahmet etsin!

Eğer senden sonra yas tutmak gerekseydi;

Sevinmeyi bırakıp sana yas tutardım! '

Ve bir ayet yankılanıyor, Ahzab dağında:

'Mü'minlerden öyle yiğitler vardır ki,

Onlar, Allah'a verdikleri sözde,

sadakat gösterdiler.

Onlardan bazıları,

şehid oluncaya kadar,

çarpışacağına dair yaptığı adağını,

yerine getirdi.

Kimisi de, şehid olmayı bekliyor.

Onlar, verdikleri sözü

asla değiştirmediler.'

更多Dursun Ali Erzincanlı熱歌

查看全部logo

猜你喜歡