Şimdi saat;
sensizliğin ertesi.
Yıldız dolmuş gökyüzü, ay aydın.
Avutulmuş çocuklar, çoktan sustu
Bir ben kaldım,
Tenhasında gecenin
avutulmamış bir ben
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettin
ki bu yaşlar
Utangaç boynunun kolyesi olsun...
Buda benden sana
ayr ğın hediyesi olsun....
Soytar k etmeden güldürebilmek seni
Ekmek çalmadan Doyurabilmek
ve haksızlık etmeden
doğan güneşe
bütün Aydınlıkları içine süzebilmek gibi
mülteci isteklerim oldu Arasıra
biliyorsun..!
Şimdi iyi niyetlerimi
bir bir Yargılayıp asıyorum
Bu son olsun be
bu son olsun
buda benim sana
ayr rken mazeretim olsun....
Şimdi saat yokluğunun belası
Sensiz gelen sabaha günaydın
İşi gücü olanlar çoktan gitti
Bir ben kaldım
Voltasında sensizliğin
hiç uyumamış bir ben
Şimdi dişlerimi sıkıp
dudaklarıma kanamayı öğrettim
ki bu kızıl damlalar
körpe yanağında bir veda busesi olsun
Buda benden sana heba edilmiş bir aşkın
son nefesi olsun...
Kafamı duvara vurmadan tanıyabilmek seni
Beyninin içindekileri anlayabilmek
ve yitirmeden yüzündeki anlık Tebessümü
Bütün saatleri öylece dondurabilmek için
Çıldırasıya paraladım kendimi
lanet olsun..!
Artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
Olsun be ne olacaksa olsun
buda benim sana
ayr rken şikayetim olsun....